Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Potansiyeli
Yenilenebilir Enerji ve Enerji hayatımızın en önemli parçalarından bir tanesidir. Enerji olmayan alan, enerji olmayan ev, enerji olmayan yerleşim şu an için düşünülemez durumdadır. (Afrika kabilelerinde henüz enerji gelmemiş yerler mevcuttur.) Dünya nüfusu arttığından dolayı her yıl dünyanın enerji ihtiyacı bir önceki yıla göre %3-%4 civarında artmaktadır.
Buna karşın şu anda yoğun olarak kullanılan fosil yakıtlardaki azalma oranı çok daha fazladır. Bu azalma miktarı göz önüne alındığında mevcut tüketim değerlerine göre önümüzdeki 50 yıl içerisinde büyük enerji krizleri olacaktır. Fosil yakıtlar tükenme noktasına gelecektir.
Fosil yakıtların bu kadar fazla kullanılması küresel ısınmayı arttırdığı gibi çevre kirliliğine de neden olmakta ve ekolojik dengeyi bozmaktadır. Dünyanın ortalama sıcaklığı son bin yıldaki en yüksek değerine ulaşmış durumdadır. Buzullar erimekte, muson yağmurları denilen ani ve şiddetli yağmurlar hemen hemen her yerde görünmeye başlamıştır.
Fosil yakıtların ve dünyanın durumu böyle iken yenilenebilir enerji kaynaklarının (güneşi rüzgar, deniz, biyokütle, jeotermal vb.) önemi her geçen gün daha da öne çıkmaktadır. Bir çok ülke yenilenebilir enerjiyi çok daha fazla önem vermekte ve yatırımlarını bu yönden yapmaktadır. Yapılan araştırmalara göre 2050 – 2060 yıllarında dünyada kullanılan enerjinin %60’ı yenilenebilir enerjiden karşılanabilecektir.
Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Ülkemiz su ve toprak bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Üç tarafımızın suyla çevrili olması, rüzgar ve güneşin hemen hemen tüm bölgelerimizde olması bizi yenilenebilir enerji açısından da potansiyeli bol olan bir ülke konumuna getirmektedir.
Türkiye’nin temel enerji kaynakları petrol, linyit, kömür, doğalgaz, jeotermal, odun ve hidrolik enerji olarak görülmektedir. Tüm bu enerjiler ihtiyacımızın %48’ini anca karşılamaktadır. Geri kalan %52’lik ihtiyacımız dış ülkelerden ithal edilmektedir. Bu durum enerjide dışa bağımlı olduğumuzun göstergesidir.
Dışa bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarımızın daha aktif olarak kullanılabilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki tablo 2010 yılındaki Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelini göstermektedir. 2021 yılında teknolojinin gelişmesi, yenilenebilir enerji üreten ekipmanlardaki verim artışı gibi etmenler ile potansiyelimiz çok büyük oranda artış göstermiştir. Yeni enerji verimliliği potansiyellerimizi kısaca açıklayalım.
Güneş Enerjisi
Ülkemiz güneş enerjisi bakımından oldukça zengindir. Özellikle güney bölgelerimizde bir çok güneş enerjisi santrali kurulmuş olsa da henüz kurulmayı ve ekonomiye kazandırılmayı bekleyen büyük bir güneş enerjisi potansiyeli bulunmaktadır.
Ülkemizde metrekareye düşen güneş radyasyonu miktarı 4,18 kW olup güneşlenme süresi ortalama 7,5 saattir. Güneş enerjisi potansiyelimiz 6150 TWh olup bunun 305 TWh’lik kısmı şu anki teknoloji ile uygulanabilir durumdadır.
Rüzgar Enerjisi
Ülkemizin üç tarafının rüzgarla çevrili olması sebebiyle özellikle kıyı kesimlerimi rüzgar konusunda çok şanslıdır. Ülkemizin ortalama rüzgar hızı 2,6 m/s, rüzgar yoğunluğumuz ise 25,8 W/m2‘dir. Son yıllarda rüzgar enerjisine büyük yatırımlar yapılması ile birlikte potansiyelimiz 320 GWh olup bunun 150 GW’lık kısmı uygulanabilir durumdadır.
Hidrolik Enerji
Ülkemizdeki akarsu kaynaklarının çokluğu nedeniyle hidrolik enerji potansiyelimizde yüksektir. Yenilenebilir enerjide şu ana kadar en fazla yatırım hidroelektrik santrallerine yapılmış ve büyük oranda kullanıma sunulmuştur. Hidrolik enerji potansiyelimiz 433 GWh olup bunun 127,8 Gwh’lik kısmı kullanılabilir durumdadır.
Jeotermal Enerji
Aydın, Uşak, Afyon bölgeleri başta olmak üzere ülkemizde jeotermal enerji kaynakları oldukça fazladır. 2019 yılında yapılan araştırmada Türkiye, dünyadaki jeotermal enerji kaynağı kapasitesini en fazla artıran ülke olmuştur. Jeotermal enerji kurulu gücü 1515 MW seviyesine ulaşmıştır. 38000 MW’lık bir potansiyel bulunmakla birlikte bunu 4500 MW’lık kısmı uygulanabilir durumdadır.
Biyokütle Enerjisi
Tarımsal, hayvancılık, endüstri ve evsel kullanımlar nedeniyle ortaya çıkan organik maddelere biyokütle denilmektedir. Ülkemizdeki biyokütle tesisleri giderek artmakla birlikte biyokütle potansiyelimiz 389,79 TWh olup bunun 197,71 TWh’lik kısmı kullanılabilir durumdadır.
Dalga Enerjisi
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına karşın dalga enerjisinden elektrik üreten bir tesisimiz henüz yoktur. Bu konuda çalışmalar düşük kalmakla birlikte en son 2010 yılında bir çalışma gerçekleştirilmiş ve dalga enerjisi potansiyelimizin 10 TWh/yıl olarak değerlendirilmiştir.
Yenilenebilir enerji potansiyellerimizi bir tabloda toplar isek;
Kaynaklar | Teorik Potansiyel | Uygulanabilir Potansiyel |
Güneş | 6150 TWh/yıl | 305 TWh/yıl |
Rüzgar | 320000 MW | 150000 MW |
Hidroelektrik | 433000 MW | 127381 MW |
Dalga | – | 10 TWh/yıl |
Jeotermal | 38000 MW | 4500 MW |
Biyokütle | 389,79 TWh/yıl | 197,71 TWh/yıl |